İstanbul Kız Kulesi’ndeki restorasyon çalışmaları Bakanlığımız denetiminde ve alanında uzman akademisyenlerimiz danışmanlığında, evrensel koruma ilkelerine bağlı olarak onaylı projeler doğrultusunda sürdürülmekte olup, çalışmalar sırasında elde edilen her türlü veri hassasiyetle değerlendirilmektedir. Yapılan çalışmalar kapsamında elde edilen veriler sonucunda yapıya dair statik durumu değerlendirmek üzere İTÜ ve FSMVÜ'de görev yapan akademisyenler tarafından statik raporlar, önerilen müdahaleri mimari açıdan değerlendirmek üzere Danışma Heyeti tarafından mimari bir rapor hazırlanmıştır. Raporlara buradan ulaşabilirsiniz.
2021 yılında başlanan İstanbul Kız Kulesi Restorasyonu Teşhir Tanzim ve Çevre
Düzenlemesi İşi, koruma kurulu onaylı projeler doğrultusunda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
denetiminde gerçekleştirilmiş ve 11 Mayıs 2023 tarihinde tamamlanarak, Kız Kulesi yeni
yüzüyle ziyarete açılmıştır. Söz konusu çalışmalar; yapıya sonradan eklenen ve yapının özgün
karakterine uygun olmayan eklerinden arındırmayı ve özgün detaylarına yeniden kavuşturmayı
amaçlamıştır. Çalışmalara alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr.
Feridun Çılı ve Han Tümertekin danışman olarak destek vermişlerdir. Tadilat ve düzenleme
detayları şu şekildedir:
• Tarihi Kız Kulesi zaman içerisinde çeşitli onarımlar geçirmiştir. 1944 yılında ahşap
elemanlarla oluşturulmuş kat döşemeleri, külah yapısı, dönemin en popüler malzemesi olan
beton ile yenilenmiştir. 2000’li yıllarda ise yapının günümüze ulaşan halini içeren
onarımlar gerçekleştirilmiştir. Bu onarımlarda yapı içerisinde restoran fonksiyonuna yönelik
çatı ilaveleri ve 1999 depremi sonrası kule dış duvarlarına çelik çapraz takviye elemanları
yapılmıştır.
• 1944 yılında kullanılan beton ve çimento, içeriğindeki tuzlar ve diğer kimyasallar
nedeniyle yapıya zamanla zarar vermiş olup bu doğrultuda özgün ve doğal malzemelerle
restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
• Geçmiş dönemde yapılmış beton imalatta, çalışmalar esnasında kolon ve döşeme
donatılarının bağlantısının olmadığı, aynı zamanda içeriğinde deniz kabuklarına rastlanan
deniz kumunun kullanıldığı, tasarımdaki hata ve eksiklikler ile 80 yıl önce elle hazırlanmış
betonun özelliğini kaybetmiş olduğu, nervürsüz demir donatıların aşırı korozyona uğradığı ve
bayrak direği de dahil çatlaklara sebep olduğu görülmüştür (Bkz. Şekil 1-2-3-4-5-6).
• Bu bilgiler ışığında oluşabilecek büyük bir depremde, İstanbul’un göz bebeği olan Kız
Kulesinin bütünüyle zarar göreceği anlaşılmıştır.
• 11 Mayıs’ta tamamlanan restorasyon çalışmalarında kaynaklardaki, günümüze ulaşmış en
çok bilgi ve belgenin olduğu, 18.yy sonu verileri kullanılmıştır.
• Çalışmaların başladığı tarihten bugüne kadar, yapının kale avlusu bölümüne 1990’lı
yıllarda eklenmiş olan, çelik çatı ve asma kat sökülmüştür. Bununla birlikte yine aynı
tarihlerde eklenmiş olan betonarme kısımların sökümleri tamamlanmıştır.
• Askı-kapama iskelesi kurulduktan sonra, özgün olmayan betonarme ekler ile yapının ön
kısımda bulunan betonarme yapı sökülmüş olup yapının bayrak direği de dahil olmak üzere
balkon kotu üstü dahil olmak üzere 500 tonu aşkın betonarme kısım yapıya zarar vermeden
itinayla uzaklaştırılmıştır. Bu bölümler onaylı projeler doğrultusunda yığma ve ahşap olarak
özgün haline kavuşmuş, yapı depreme daha dayanıklı hale gelmiştir.
• Süreç boyunca kimyasal analizler, georadar görüntüleme sistemleri, lazer tarayıcılar
vb. günümüz teknolojisinin el verdiği her türlü imkân yapının korunması için kullanılmıştır.
(bkz.Şekil.7).
• 1940’lı yıllarda yapılmış olan onarımlarda, duvar boşluklarını görüntüleme sistemleri
henüz olmadığından, tarihten günümüze duvar ve zemin yapısında oluşmuş boşlukların ve
çatlakların tespiti yapılamamıştır. Bu sebeple duvar bünyesindeki boşluklara geçmiş
dönemlerde müdahale edilememiştir.
• Georadar çalışmaları sırasında içinde boşluk gözlemlenen özgün duvarlar enjeksiyon
yöntemiyle güçlendirilmiştir. Yaklaşık 120 ton kullanılan enjeksiyon malzemesinin içeriğine
yine laboratuvar analizleri sonucunda yapının özgün malzemeleri ve denizin ortasında
bulunması gibi koşullara dikkat edilerek karar verilmiştir.
• Yapının tarihi beden duvarlarının paslanmaz çelikten görünmez gergilerle
güçlendirilmesine yönelik boşlukların karot kesim çalışmaları tamamlanmıştır. Yapıya 90’lı
yılların sonunda eklenen cephelerdeki özgün olmayan çelik kuşaklar da yapıdan
uzaklaştırılmıştır. (bkz.Şekil.8).
• Bu kapsamda danışmanlarımızın da yönlendirmeleriyle çimento bazlı derz imalatları
yapıdan uzaklaştırılmış, surlarda bulunan kaybolmuş dendanlar (kale duvarı siperlikleri)
ortaya çıkarılmıştır. (Bkz. Şekil 9).
• Bayrak direğinin balkon katından başlayıp kubbe üst kotuna kadar olan kısmı metal
olarak imal edilmiştir.
• Bakır alemin konservasyon çalışmaları sırasında alem üzerinde altın varak kalıntıları
tespit edilmiş olup alem yeniden altın varakla kaplanmıştır. İstanbul’un en önemli
simgelerinden olan bu güzide anıt eserde paratoner bulunmadığı ve zaman zaman düşen
yıldırımların direğe zarar vererek ciddi çatlaklar oluşturduğu görülmüştür. Bu durum için
tüm önlemler alındı. (Bkz. Şekil 10).
• Çalışmalar sonrasında insanların avluda bulunan ahşap seğirdim teraslarında dolaşıp
ahşap merdivenlerden kuleye çıkması ve İstanbul’u izlemeleri sağlanacaktır.
• Özellikle kuzey yönünden adaya gelen dalgaların, ada çevresine daha önceden yapılan
ve günümüzde yetersiz kalmış olan anroşmanları (dolguları) ve ince malzemeyi ada altından
sürükleyerek söz konusu çatlaklara neden olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca adanın kuzey batı
köşesinde deniz derinliği 30 metre civarındadır. Bu da tahkimat malzemelerinin kaymasına
sebep olmuştur. Bunlarla beraber ada çevresinde bulunan iskeleler 90’lı yılların sonunda
eski iskelelerin üzerine inşa edilmiş ve bu nedenle alttaki taşıyıcı iskelelerin yer yer
çöktüğü gözlemlenmiştir. Bu nedenle Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü
ile görüşülerek çözümler üretilmiştir. Zeminin yapıya zarar verebilecek durumuyla ilgili
çalışmalar yapılmış olup, adanın çevre tahkimatının yapılması ve iskelelerinin
iyileştirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. (Bkz. Şekil 11-12-13-14).
• Adaya giden temiz su ve elektrik hatlarının yenilenmeleri çalışmaları başlatılmıştır.
• Adadaki önceki durumda pis su arıtma ünitesi ya da kanalizasyona erişim bulunmadığı
için bununla ilgili de gerekli çalışmalar yapılmıştır.